Bizimle değişik yollarla tanışan ve doğuma hazırlık kurslarımızla ilgilenen aileler, bu düşüncelerini çevreleri ile paylaştıklarında onları çok güzel tepkiler bekler; “Eskiden kurs mu vardı? Nereden çıktı bu yeni moda? Annelerimiz kursla mı doğum yaptı? Hepimiz ne güzel doğduk kursa ne gerek var?”
Tepkileri duyan gebelerimiz kursun amaç ve yararlarını bir kez daha sorgulama gereği hissediyorlar. Aslında söylenilenler içinde haklı oldukları birçok şey var. Örneğin annelerimizin normal doğum yaptıkları…Ancak bugünlerde doğum oranlarının çok azaldığını biliyoruz. Hepsinin güzel doğumlar yaptığı…Oysa artık günümüzde müdahalesiz bir doğum hikayesi bulmak çok zor hale geldi.
Bir de haksız oldukları yanlar var. Eskiden kurs mu vardı? Aslında vardı…Çevrenizdeki herkes sizi güzel ve rahat doğum yapacağınız yönde telkin ederlerdi. Buna doktorlar da dahildi. Şimdiyse en yakınınızdakiler bile sizleri korkutur oldu. Buna doktorlar da dahil. Korku çok bulaşıcı bir duygudur. Hele çocukluğunuzdan beri doğum konusunda hep korkunç hikayeler dinlemiş ve medya aracılığı ile seyretmişseniz korkmamanız mümkün değil. Bu korkularla doğum yapmak değil doğuma yaklaşmak bile zaten dayanılmaz rahatsız edici bir durum haline gelir.
Oysa doğum normal, doğal ve sağlıklıdır. Birçok kadın doğumda coşku, heyecan ve buluşma anının heyecanını yaşayabilir. Doğar doğmaz bebeğine ilk dokunan olabilir. Doğum anını hep güzel duygularla hatırlayabilir. Hem de sadece içindeki o kutsal doğum gücünü kullanarak. Hem de hiçbir gereksiz müdahaleye gerek olmadan doğal yollarla doğum yaparak. Çünkü doğum yapma gücü her kadının içinde doğuştan var. Bedenleri ve bebekleri ne yapacaklarını binlerce yıldan bu yana biliyorlar. Tek yapmaları gereken içlerindeki bu güce ve doğal bir doğumun önemine inanmak ve kendilerini doğumun akışına bırakmaktır.
İşte bu aşamada doğuma hazırlık kursuları devreye girer. Uluslar arası standartlarda eğitim almış kişiler tarafından sunulan kurslarda mutlaka öncelikle doğum korkusu üzerinde çalışılır. Çeşitli tekniklerle geçmişten getirdiğimiz korkuların ne kadar anlamsız ve gereksiz olduğunu fark eden aileler gittikçe özgürleşirler ve rahatlarlar. Bedenlerine ve bebeklerine güvenmeyi öğrenirler.
Korkularla çalışmak için birçok teknik vardır. Bilgi bunların başında gelir. Bilgi korkunun panzehiridir. Bu aşamada psikoloji devreye girer. Doğuma hazırlık aynı zamanda da psikolojik bir süreçtir. Anneliğe ve babalığa geçiş de geçmişten gelen birçok negatifi yanımızda taşırız ve birçok davranışımız bilinçaltımızdaki birçok geçmiş izler tarafından yönetilir. Kurslarda ve sonrasında uyguladığımız psikodrama teknikleri sayesinde fark edemediğiniz birçok korku ve kaygınızın açığa çıktığını görüyoruz. Uzman kişilerce yönetilen bu grup çalışmaları sonrasında annelik yolunda birçok negatif duygudan özgürleştiğinizi görmek doğum yolunda büyük bir avantaj sağlıyor.
Ardından beden kontrolünü ve doğumda gevşemeyi öğrenirler. Doğumda tek çalışması gereken kaslarınız rahim kaslarınızdır. Onlar bebeğinizi her dalgada size biraz daha yaklaştırırken, diğer kaslarınızı gevşek bırakarak tüm enerjinin bebeğe doğru akmasını sağlayabilirsiniz. Gevşek bir bedende rahim kasları gerekli oksijeni daha iyi alır. Bu sayede daha ağrısız çalışır ve bebeğe daha iyi oksijen gider.
Bir sonraki aşama nefestir. Nefes doğumda her şeydir desek yeridir. Nefes sayesinde oksijen daha iyi dağılır. Nefes sayesinde odaklanma gelir. Nefes sayesinde zihin meşgul olur ve kasılmaları daha rahat karşılar. Nefes sayesinde kadın doğumda gerekli olanı yapar ve içine – kendine ve bebeğine yönelir. Kurs sırasında birçok nefes tipini öğrenirken bunları günlük hayatınıza da yansıtırsınız.
Kurs sırasında en çok önem verdiğimiz konulardan biri de güven ve mahremiyettir. Doğum yapan bir kadının en büyük ihtiyacıdır güven duymak. Önce yakın çevresine, sonra da sağlık personeline. Ancak bu aşamada istemeden de olsa birçok hata yapılır. Güven verme adına doğum yapan kadının yanına belki de doğum da asla yanında istemeyeceği bir kalabalık doluşur. Kurs sonrası birçok ailenin doğumda yalnız kalmayı tercih ettiklerini görüyoruz. Bu seçimin nedeni mahremiyetin doğumda ne kadar önemli olduğunu öğrenmeleridir. Tam tersi yani doğumda istemediğimiz kişilerin çevremizde olması doğumu durdurucu bir şeydir.
Aynı mahremiyet doğum odasında da sağlanmalıdır. Bazı hastanelerimizde doğuma giren personel sayısı bazen 8-10 kişiyi bulmaktadır. Oysa doğum anı en kutsal andır. Sessizlik ve saygıya ihtiyaç vardır. Bu kadar kalabalık bir doğum odasında bunların sağlanamayacağı çok bellidir.
Kurs boyunca doktor-gebe ilişkisi özellikle vurgulanır. Çünkü her iki tarafın da birbirine karşı duyduğu güven günümüzde maalesef sarsılmıştır. Anneler doktorlara güvenmezler. Gereksiz yere müdahale ve sezaryen ile karşılaşacaklarını düşünürler. Doktorlar annelere güvenmezler. En ufak bir sorunda suçlanma hatta mahkemeye verilme korkuları vardır. Bu şartlarda güven ortamını oluşturmak imkansızdır. İşte kurs boyunca bu konu doğumun her aşamasında yeniden işlenir. Doktor-gebe ilişkisinin insani bir ilişki olduğu ve her iki tarafında sorumlulukları olduğu hatırlatılır. Bütün sorumluluğu doktora atmak ve sıfır riskli bir hizmet beklemek yapılacak en büyük haksızlıktır. Kurs sonrası ailelerin doktorlarına yaklaşımı da değişir. Nasıl güven duyacaklarını araştırırken, nasıl güven verecekleri üzerinde de yoğunlaşırlar.
Kurs babalar için çok önemlidir. Birçok baba kursa eşine destek amacıyla gelir. Ancak kurstan en çok onlar etkilenirler. Çünkü kurs aynı zamanda anne-baba eğitimini de içerir. Baba artık kendisinin hamilelik ve doğum boyunca ne kadar önemli olduğunu keşfetmiştir. Eşine saygısı artmıştır. Doğumda kendine düşenleri öğrenmenin güveni içindedir. Bir kadın ve erkekten, bir anne ve babaya dönüşüm başlamıştır.
Bunların yanında kursun içinde birçok interaktif çalışma vardır. Katılanların ihtiyaçlarına göre kurs dinamiği değişir. Bazen meditasyonlar ağırlık kazanırken, bazen doğumda müdahaleler konusu öne çıkar. Kurs boyunca seyredilen doğum filmlerinin sayısı katılanların isteğine bağlı değişir. Doğum filmleri aileleri hep olumlu etkiler. Doğumun yapılabilirliğini görürler.
Bütün bunların sonunda aile bilinçli tercihler yapabilecek kadar doğumu öğrenmiştir. Doğumla ilgili tercihlerini doktora ve hastaneye nasıl iletebileceğini biliyordur. Ve gerekli olduğunda doktorun önereceği müdahalelerde ona yardımcı olması gerektiğinin de bilincindedir. Artık korkan bir anne değil, doğumu coşkuyla bekleyen bir annedir.
Rahat bir doğum için annenin yapacakları artık bellidir.
Tüm korkularından arınarak doğuma hazırlanmak. Kalan korkuları ile ilgili profesyonel destek almak.
Hamilelik boyunca egzersizlerle bedenini doğuma hazırlamak.
Gevşemeyi öğrenmek. Gevşeme egzersizleri ile zihnini doğuma hazırlamak.
Nefesi öğrenmek ve doğumda nefese odaklanmak.
Doğumunun kendi başlaması için sabırla beklemek.
Mümkün olduğunca müdahalesiz bir doğum için doktoru ile konuşmak.
Doğum boyunca sürekli duygusal ve fiziksel destek bulabileceği kişi ile doğuma gitmek. Bu bir eş, anne, yakın akraba ve arkadaş, veya profesyonel doğum yardımcısı olabilir.
Doğumda zamana saygı duymak. Her annenin doğum zamanı farklıdır.
Doğum boyunca yatağa bağlı kalmamak ve aktif bir gebe olmak.
Doğumda aktif ıkınma pozisyonlarını kullanarak bebeğinin inişine yardımcı olmak.
Doğum sırasında sessiz ve güvenli bir ortam yaratmak.
Doğumdan sonra her şey normalse bebeğini doğar doğmaz kucağına istemek.
Her türlü doğum şekline hazır olmak. Doğanın da bazen yardıma ihtiyacı olur.
Hedefimizin belli bir doğum şekli değil, “Sağlıklı Anne-Sağlıklı Bebek” olduğunu asla unutmamak.
Dr. Hakan Çoker
http://www.dogumakademisi.com/makale/doguma-hazirlik-nedir--cokerh&38