        
Kongre Almanya’da yapıldı ve toplam 5 gün sürdü. İlk 2 günü kongre öncesi kurslar şeklindeydi, daha sonra 3 gün kongre devam etti. Yaklaşık 26 ülkeden katılımcı vardı.
Konuşmacılar:
 Ina May Gaskin ( Amerika da Farm isminde doğum merkezleri var ve ev doğumları yaptırıyorlar. Müdahale oranları çok düşük. Sezaryen oranları %5)
 Carol Gautschi (yaklaşık 40 yıldır ebelik yapıyor. İlk 25 yılı lisanssız olarak geçti. Hala aktif olarak ev doğumlarına katılıyor. Türkiye’deki ebelik kongresine de katıldı.)
 Gail Hart (1977 den beri ebelik yapıyor. Kanıta dayalı tıp ve geleneksel ebelik yöntemlerini birleştiriyor. Hala aktif ev doğumlarına katılıyor)
 Cornelia Enning (Almanya ‘da çok ünlü bir suda doğum yaptıran ebe ve psikolog. Eğitimini Rusya da aldı. Gerek eğitimlerde, gerek doğumda gerek se doğumdan sonra suyu kullanıyor.)
 Michel Odent ( Doğal doğumun savunucusu ve hastanelere ev tipi doğum odalarını ve suda doğumu sokan doktor. Onunla birlikte sadece 2 doktor oradaydık.Aktif çalışmıyor. Yazdığı kitaplar doğal doğumdaki hormon biliminin önemini vurguluyor)
 Elizabeth Davis( Kadın hakları ve doğuma holistik yaklaşımlar konusunda çalışmaları var. Bu konuda birçok kuruluşun kurucu üyesi.)
 Robbie Davis-Floyd (Antropolojist, birçok konferensta konuşmalar ve eğitimler veriyor.)
 Debra Pascali-Bonaro ( Dolua, Orgazmik Doğum filminin ve kitabının yaratıcılarından. Anne ve bebek dostu hastane oluşumunda aktif görev alıyor. )
 Robyn Sheldon ( ebe ve doğal doğum konsültanı. Doğumun derin bir geçiş olduğunu ve çok önemsenmesi gerektiğini savunuyor.)
 Angelina martinez Miranda ( Meksikalı geleneksel ebe, ailesinden gelen geleneklerle ev doğumlarına devam ediyor)
 Eneyda Spradilin-Ramos ( Türkiye deki ebelik kongresine geldi, midwifery today dergisinde aktif rol alıyor.)
 Jan Tritten ( Midwifery Today dergisinin kurucusu)
 Genel Bilgiler
 Konuşmacılar
 Öncelikle belirtmem gerekir ki bu kongre doğumda aktif rol alan, müdahaleleri mümkün olduğunca kullanmayan, anne ve bebeğe saygılı ev doğumlarını savunan geleneksel ebelerin kongresiydi. Konuşmacıların hepsi aktif ev doğumları yaptırmışlar veya yaptırıyorlar. En kısa geçmişi olan 20 yıldır ev doğumlarına giriyor. Her gebe ile hamileliğin başından itibaren birebir ilgileniyorlar. Doğumu anlatıyorlar. Bir bahçıvan gibi ailenin sağlığı ile daha bozulmadan ilgileniyorlar.
 Doğal doğuma o kadar gönül vermişler ki her bir konuşmacı konusunu kalbinin derinliklerinden anlatıyor. Hatta heyecanlanıyor ve hızlı konuşmaya başlıyor, kısa sürede en fazla bilgiyi aktarmak istiyor. Bu yüzden derslerde sık sık duygusal anlar da yaşanıyor.
 Hepsi birtakım rakamları değil tecrübelerini paylaşıyor. Hatta bazıları rakamları hiç bilmiyor ama yüzlerce doğumun tecrübesini ve sağlıklı doğumları anlattıkça rakamlar zaten önemsiz hale geliyor. Örneğin doğumdan sonra anne ve bebeğin çıplak tenleri ile buluşmasının önemini açıklamak için bilimsel çalışmaya gerek var mı? Ama şimdi öyle durumdayız ki neredeyse bebekleri anne kucağına bırakabilmek için kanıta ihtiyaç duyar haldeyiz.
 Konuşmacıların neredeyse tamamı 5 gün boyunca gerek dersler gerekse aralarda hep oradalardı. Yani bir konu anlatıp da gideyim diyen kimse yoktu. ( Ülkemizdeki kongrelerde sık olan durum bu) Konuşmacılarla bütünleşiyorlardı. Aralarda hep onlarlaydılar. Hatta akşam yemekleri birlikte yeniliyordu.
 Konuşmaların çoğu minimum teknoloji kullanımı ile gerçekleşti. Çok azında slayt vb materyal kullanıldı. Çünkü anlatacak ve gösterecek çok şeyleri vardı.
 Genellikle ana konuşmaların dışında gruplar bölünerek çok daha aktif katılım sağlandı.
 Konuşmaların hemen hemen tamamı eğitim merkezliydi. Yani her katılanın birçok bilgi alması amaçlanıyordu. Ama bu bilgilerin neredeyse tamamı pratik bilgilerdi.
 Hedef hep normal doğal doğumdu. Bu yüzden riskli gebeler hep tasnif dışı idi. Bu gebelere bilimsel yaklaşımlar zaten hastanede gereği gibi yapılacaktı. Ama geriye kalan neredeyse %90 aileye hak ettiği insancıl, anne ve bebek dostu hizmetin nasıl verileceği sorgulandı.
 Her bir konuşmada katılımcılar kendi yaptıklarını sorgulamak ve kıyaslamak zorunda kaldılar.
 Herkesin herkesten öğrenecekleri vardı. Konuşmacılar mütevazi olmanın önemini defalarca vurguladılar. Kimse kimseden üstün değildi. Ebeler hizmetkardı. Annelerin hizmetkarıydı. Bu gerçeğe göre hareket edilmesi istendi. Annelere isteklerinin sorulması vurgulandı.
 5 günün sonunda kongre birlik ve beraberlik içinde kardeşlik duygularıyla biterken, herkes herkese verdiklerinden dolayı teşekkür ediyordu.
 Kapanışta herkesin amacı sevgi hormonlarının kontrolünde yapılacak huzurlu doğumlara rehberlik etmekti. Bunu paylaşmak ve yaymak için herkesin bir görevi vardı. Ebe olmanın bir amacı vardı. Bu amacı izlemek her ebenin görevi olmalıydı.
 Katılımcılar
 26 ülkeden yaklaşık 300 katılımcı çok değişik doğum ortamlarından geliyorlardı. Türkiye'den sadece ben ve Neşe Karabekir vardık. Kimisi hastanelerde çalışıyordu ve müdahalelerden artık yorulmuşlardı. Bir bölümü ev doğumları yaptırıyorlardı yani özgür çalışan ebelerdi. Bazıları ev doğumlarına giriyorlardı ama sağlık bakanlığına bağlıydılar. Bir bölümü dula idi. Doğumlarda daha iyi anlayabilmek için kongre onlara çok şey katmıştı. Bir bölümünün resmi ebelik eğitimi bile yoktu ama bunların bazıları konuşmacılar arasındaydı.
 Bazıları da henüz öğrenciydi. Ama şimdiden ebelik yolunda hangi felsefeleri izleyeceklerine karar vermişlerdi.
 Ama hepsi ortak noktada buluşuyorlardı. Doğum normal doğal ve sağlıklıydı. Anneye duygusal ve fiziksel destek verilmesi doğumları kolaylaştırıyordu. Birçok temel bilgiyi herkes biliyordu; Anne ve bebek dostu hastane kavramları, doğumda hormonlar, pozisyon değiştirmenin önemi, doğal doğum pozisyonları gibi...
 İlginç konulardan bir birçoğunun kongreyi izlerken örgü örmesiydi. Bu aslında ebeler arasında sembolik birşeydi. Zamana saygının bir ifadesiydi. rahatlığın ve güvenin bir sembolüydü. Bunun yanında bilimsel de kanıtlar vardı ki tekrarlanan hareketler stresi azaltır. Zikir ayinlerinde veya meditasyonlarda olduğu gibi. Ebe stresli olmamalıdır. Çünkü stres ve korku bulaşıcıdır. Stresli ve gergin bir ebe veya doktor doğumun gidişini bozar. Bu yüzden ebe ve doktorlar kendi korkuları ile yüzleşmeli hatta çözümlerini bulabilmelidir. Biz akademi olarak bu sorunu doğuma ekip olarak hazırlanıp, ekip olarak girerek bulduk. belki de geleceğin doğum modelini yarattık. Geleceğin modeli olur mu bilmeyiz ama bizim doğumlarımızda çok işe yarıyor.
 Bazıları bebekleri ile gelmişlerdi. Birçoğu bebeklerini kucağında taşıyor veya aralarda oynamalarına izin veriyorlardı. Birkaç küçük ağlama dışında hiç rahatsızlık verici bir şey olmadı. Dinleyiciler onlara saygılı oldu, onlar da dinleyicilere. Böylece annelik kongreye katılmalarına engel olmadı. Bazıları ise daha şanslıydı. Eşleri dışarda çocuk bakarken onlar rahatça kongreyi dinleyebildiler.
 Katılımcıların hepsi kendi gerçeklerini anlatacak vakit buldular. Herkes birbirinden birçok şey öğreniyordu. Ortam bu paylaşımlara çok açıktı.İtiraf etmeliyim ki tek kadın doğum uzmanı olarak orada olmam hayli ilgi çekti. Önceleri nasıl davranacaklarını bilemediler ancak sonradan ebe-doktor sıfatı ile herkes beni ve Neşe’yi kucakladı. Bu fırsatla birçok konuşmacı ve katılımcı ile çok güzel bağlantılarımız oldu.
 Ortam ve kongre katılım ücretleri
 Kongre merkezi kaplıcaların olduğu bir köyün toplantı merkezi gibiydi. Büyük bir salon ve 3 ayrı küçük salon vardı. Bir tane yemek yenilebilen cafe-rest vardı ancak merkez zaten 100 mt uzaktaydı. Çevresi çok güzel parklarla çevrilmiş harika bir doğa parçasıydı.
 Kurs katılım ücretine hiçbirşey dahil değildi. Bu yüzden her katılımcı kendi otelini, öğlen yemeklerini, hatta aralardaki kahve ve çay ücretlerini kendisi karşıladı. Sanırım sponsorluk olayı bu kongrelerde pek yok. Kongre haricinde herkes başının çaresine bakıyor.
 Daha çok kitap vb stand beklerdim ama 2-3 tane standın dışında katılım yoktu. Oysa kitaplar, kullanılan yağlar vb konularda standların hepsi büyük ilgi çekti. Biz de birçok kitap aldık, dileyenler akademide okuyabilirler.
 Özel bir açılış veya kapanış gecesi olmadı. Ancak herkesin kendi hünerlerini sergilediği Kabare gecesi katılımcıların yaratıcılıkları hayranlık vericiydi. Michel Odent bunların birinde sezaryenci doktoru oynayınca hayli tepki aldı J) Biz de Neşe ile beraber kurslarda da uyguladığımız bir dans ve tango gösterisi yaptık.
Bir sonraki bölümde konular daha detaylı anlatacağım.
