Hamileler Kulübü

Süt... Nedir? Bildiğimizi sanıyoruz... Bize söylenenleri biliyoruz, bize öğretilenleri... Kalsiyum deposu, kemik dostu vb. Oysa kalsiyumun fazlasının vücuttan atılamadığını biliyoruz. Kemiklerde ise kırılganlığı arttırdığını.

Çok farklı bakış açısı ile konuyla yakından ilgilenen Sn. Hüseyin  Oğuzhan Söylemez bizlerle  bilgilerini paylaşıyor. Sorularınızı cevaplamaya ve bir araya gelmeye de hazır.  Sevgili Oğuzhan' ın anlattıklarını ilgiyle okuyacaksınız:

Süt her memeli canlının, yavrusunun sindirim sistemi gelişinceye ve kendi gıdasını tüketinceye kadar, beslemek amacıyla ürettiği gıdadır.

Süt anne ve bebeği arasında sadece sıvı alışverişi değil aynı zamanda bioenerji alışverişi de demektir. Ayrıca sütün neredeyse tamamına yakını da sudur.

O halde yavru bir an önce kendi ayakları üzerinde durmalı ve bağımsız olmalı. Yaradanın kurduğu doğa kanunu bu şekilde işler. Bir canlının ömrü boyunca başka bir canlının, kendi yavrusu için, ürettiği süte muhtaç olması doğaya ve akıla aykırıdır.

Ancak bize bu söylenmektedir. . Bu bilerek toplumu aldatmaktır.

Süt besleyicidir... doğru...

Ancak ne kadar zaman için ve kime?

Kendi türü için ve savunma-sindirim sistemi gelişinceye kadar. Sizlere süt denildiği kadar iyi değildir demek sıra dışıdır. İnanması da zordur. Biliyorum ve anlıyorum. Hayatımız boyunca süt propagadası altında yetişiyoruz. Kral çıplaktır demek cesaret ister, diyene inanmakta.

Gerçekten üreticilerin bizlerin sağlığını bu kadar düşünmeleri gözlerimi yaşartıyor. Sütteki vitamin ve kalsiyumun bu kadar hayati önemimi var gerçekten bir insan için ? Bu mineral ve vitaminleri başka gıdalardan elde edemez miyiz? Mesela meyve ve sebzeden. Üstelik DNA’sı değiştirilmiş ve devşirilmiş ineklerden elde edilen süte göre daha sağlıklı da olabilir.

Örneğin tonlarca sütteki kalsiyumun bir demet maydanoz yada havuçta olduğu sizleri şaşırtacaktır.

Tabii sütteki mineral ve vitaminlerin az olması üreticilerin lehinedir. Çünkü ihtiyacınızı karşılamak için daha çok süt tüketmemiz önerilebilir.

Peki yeni doğan bebeğimize anne sütü içiremiyorsak ne içirebiliriz?

İnsan sütüne en yakın süt keçi sütüdür. Artık keçi sütü daha yaygın bulunabilmektedir. Bu konuda doktorunuza danışın.

Sindirim sistemi gelişmiş yavrularımıza (2-3 yaş ) sütteki vitamin ve minerallerin aynılarını bulabileceği meyve ve sebzeleri tükettirebilirsiniz.

Bizlere " yaşına kadar süt tüketin" diyorlar. Tamam tüketelim. "Yetmez" diyorlar sonra.

Yetişkin oluncaya, kemiklerin gelişinceye kadar tüketmeye devam et. Buna da tamam.

20 yaşına kadar da süt tüketelim. 20 yaşına geldiğimizde deniyor ki ihtiyarlığa kalsiyum biriktir (sanki öyle bir sistem varmış gibi ). Yani 50 yaşına kadar süt iç. 50 yaşına geldiğinizde de sanki süt içmezseniz kemikleriniz tuz buz olacakmış gibi yansıtıyorlar. Yani doğumdan ölünceye kadar süt tüketmeliyiz.

Üreticiden satıcısına kadar herkesin severek kabul ettiği hatta arzu ettiği müşteri kitlesisiniz. BAĞIMLISINIZ. Süt müptelası toplumlar. Hatta süt tüketmek de yetmez oldu. Peynir, yoğurt, meyveli yoğurtlar, kalsiyumu arttırılmış sütler, sütlü çikolata ve şekerler, kalsiyumlu mısır gevrekleri, kalsiyumlu ekmekler... İnanılmaz bir sektör ve milyar dolarlık cirolar.

Tarihte hiç olmadığı kadar kandırılıyoruz. Tüketim manyağı kişiler haline getiriliyoruz. Bunun en kolay yolu da korkutmaktır. Terörizimden kemik erimesine kadar herşeyden  korkuyoruz.

İneklere de yazık bu arada. Hayvanlar doğumdan ölümlerine kadar bir tutam yeşil göremeden yaşıyorlar. İneklerin ürettikleri süt miktarıda yetmediği için devşirilerek ürettikleri süt miktarı arttrılmıştır.

Doğal olmayan sütte balıkta olan Omega 3 yoktur. Doğal inek sütünde vardır.

Pastörize sütte ayrıca hayvandaki stres hormonları da bulunmaktadır. Kullandıkları hormonlu gıdaların tüm artıkları da dahildir.

Yeteri kadar süt içerseniz depresyona bile girebilirsiniz. Tabii günler içinde de birikim etkisiyle bu etkiyi alabilirsiniz. Tavuk etinde de aynı depresif etki mevcuttur.

İllaki inek sütü içmek isterseniz pastörize olmayan kaynatarak içtiğiniz sütü içiniz. Pastörize süt içen hayvan yavrularında ölümler ve yetersiz beslenmeler görülmektedir (mikrodalga da ısıtılmış sütte de). Aynı etki doğal sütte görülmemiştir.

Düzenli olarak, işleyebileceğinizden fazla kalsiyum almak, bünyede kalsiyum birikmesine yol açar. Kireçleme, topuk dikeni, böbrek taşı, safra kesesi taşı, baş ağrıları, hazımsızlık, ishal ve kabızlık gibi onlarca hastalığa sebep olabilir. İnek sütündeki kalsiyum kanda ispat edilebildiği halde hücre içinde ispat edilememektedir. Yani süt içtiğiniz zaman buradaki kalsiyum kana geçiyor. Oradan lenf sıvısına ve oradan da hücre içine geçemiyor. Çünkü yapısı farklı. Dolayısıyla kalsiyum kanda dolaşıyor ve atılmaya çalışılıyor. Atılamayan ise biriktiriliyor.

Bir tutam havuçta, 1000 adet kalsiyum hapındaki kalsiyum kadar kalsiyum, hücre içine girebiliyor.

Özetle:

* Hayvanlar sütteki tüm malzemeleri dışardan alırlar. Özellikle kalsiyumu... İnek sütteki kalsiyumu kendi kemiklerinden vermediğine göre yeşillik, kalsiyumun gerçek kaynağıdır. Üstelik organizmanın kullanabileceği formdadır.

* Sütün büyük bir kısmı sudan oluşur demiştik. Gelişmek için öncelik sırası yapılacak olursa su ilk sırada gelir. Susuz hiç bir biokimyasal olay gerçekleşmez. O yüzden emziren annenin ve hamile olanların temiz suyu bol miktarda içmeleri şarttır.

* Su, meyve ve sebze lobisi, süt lobisinin yanında çok zayıf kaldığından bizler için gerçek faydalı olanları medyada pek duymuyoruz. Doktorlarımızda duymuyorlar.

* Doğal ve organik beslenin. Sütü vitamin ve mineralleri için tüketiyorsak meyve ve sebzeden bu ihtiyacınızı karşılayın. Bu konuda bilinçli bir doktorunuza danışın.

Fizyoterapi eğitimim boyunca bana da sütün faydaları anlatıldı. Mezuniyet sonrası yurtdışında alternatif ve doğal tedaviler ile ilgilenme zamanlarımda süt gerçeğini öğrenme imkanım oldu.

Araştırın ve sizde doğrusunu öğrenmeye çalışın. Genelin erdiği bilgileri olduğu gibi kabullenmek yerine sorgulayın. Çünkü artık “genel” bilgiler genelde yönlendirilen bilgilerdir.

Süt konusunda bilgi almak isterseniz mail atabilirsiniz. Ne yazık ki henüz sizlerle mesleğimle ilgili konular hakkında yazı yazma imkanım olmadı. Çünkü her gün tükettiğimiz gıdalar hakkında bilgilendirmeyi daha acil buldum.

Jale'ye de buradan bu sıra dışı bilgileri paylaşma imkanı sunduğu için teşekkür ederim.

Allaha emanet olun ve sağlıklı beslenme hakkınızdan vazgeçmeyin.

Fizyoterapist Oğuzhan Söylemez