SİTE: Ana Sayfa Doğal Sağlık Alternatif Tıp - H. Oğuzhan Söylemez Ağzımızın Suyunu Akıtan Zararlı: Glutamat
  • Increase font size
  • Default font size
  • Decrease font size
Arama

Hamileler Kulübü

Ağzımızın Suyunu Akıtan Zararlı: Glutamat


"Ne kadar lezzetli... Yedikçe yiyesim geliyor, doyamıyorum". "Anneminkiler gibi..." Yabancı olduğunuz bir söylem olmasa gerek... hem de hazır paketli bir ürün için söyleriz bazan bunu...

Sevgili üreticilerimizin malzemeden tasarruf etmesine ama aynı zamanda bizlerin ağzımızın suyunun akmasına neden olan vazgeçilmez ürünleri olan sevgili glutamatı kısaca anlatayım. Özellikle siz hamilelerin dikkat etmesi gerekiyor bu masum katkı maddesine !

Japonya'da rastgele bulunan ve modern zamanın tatsız gıdalarına tat veren bir katkı maddesidir. En önemli özelliği ağzımızın suyunu akıtmasıdır. Tükürük salgılanmasını artırır ve iştah yapar. Yedikçe yemek isteriz ve şöyle deriz " ne kadarda lezzetli, annemin çorbası gibi".

Koca bir yalandır tabii ki...

Önceden buğdaydan yapılan glutamat 1960 dan sonra genetiği değiştirilmiş bakterimiz sayın "Corynebacterium glutamicum" tarafından üretilir oldu. Üstelik deklare etmek zorunda da değiller. Ne güzel değil mi?

Sorumlu makamlarca " zararsız " olarak adlandırılan glutamat halbuki oldukça sorunludur. Bilinen en yüksek nörotransmitter'lerdendir, yani sinir hücrelerinin iletimini sağlayan maddeler. Yani uyarıcı !

Fare deneylerinde yüksek dozlarda hormon dengesinin alt üst ettiği görülmüştür. Fareden 5 kat daha hassas olan insanda da benzer etkileri olduğu bilinmektedir. Parkinson, Alzheimer, Epilepsi gibi rahatsızlıkların beyindeki glutamat dengesindeki sorundan kaynaklandığı da bilinmektedir.

Siz hamileleri ilgilendiren en önemli konu ise yüksek dozlarda glutamat beyin kan bariyerini ve Plasenta bariyerini geçebiliyor olmasıdır. Hamile iken yüksek dozda tüketim yapan annelerin çocuklarında ileride kısırlık, kısalık ve glutamat hassasiyeti oluştuğu hayvan deneylerinde ispatlanmıştır. Ayrıca ileriki yaşamlarında yağ depolama oranları çok daha yüksektir ve glucocorticoid salgılanması da artmaktadır. Dobiş çocuklar olmaktalar !

Yüksek doz nedir? Günde kg başına 10gr. Ancak daha önce karbonhidrat tüketmediyseniz veya ilk glütamatlı yemek tükettiyseniz bu faktör düşmektedir. Yani aç karnına ve sadece (örn :hazır çorba) glutamatlı yemek tükettiyseniz çok daha hassas oluyoruz. Gıdaların içinde ne kadar glutamat olduğu yazmadığına göre, ne kadar tükettiğinizi bilemezsiniz. Ve insanların bazılar bu maddeye karşı alerjik olabilmekteler. Çin restoranı sendromu diye tıp literatürüne geçmiş olan bu alerjik reasiyon baş ağrısı, kusma, bulantı ve hazımsızlık ile kendini gösterir.

Komik olan ise organik üretim yapanların bile bu maddeden vazgeçebilmiş olamamasıdır. Üretim sırasında elektrik verilen ürünlerdeki doğal glutamat oranı 2 katına çıkmaktadır. Başka " doğal" yöntemlerde vardır.

Hamileler için özellikle 6. aydan sonrası çok tehlikelidir. Bu dönemde bünye glutamatı çok zor atabilir ve ihtiyacından dolayı yüksek oranlarda aç karnına bünyesine almasından dolayı.

Burada her üreticiyi suçlamak istemem ancak biz tüketicilerin devletlerimiz tarafından yalnız bırakıldığını da düşünmekteyim. Toplamda 3000den fazla kimyasal kullanılmakta olup sadece 300 tanesinin "içindekiler" kısmına yazılmak zorunda olmasıda bunun en güzel ispatıdır. İçindeikiler kısmını okuyarak ürün hakkında "hiç" bir fikrimiz olamıyor maalesef.

Şükür ki hnüz glutamat içindekiler kısmında yazılı ve dikkat etmenizi öneririm. Hazır çorba, bisküviler, salata sosları, donmuş gıdalar, gofretler.... Saymakla bitmez aslında. Bu hassas döneminizde dikkat ederseniz en azından yavrularımızın ileriki yaşamında "gıda devlerinin" avları olmalarını bir miktar önleyebiliriz. Çünkü bebek iken bu maddenin bağımlısı olabiliyorlar.

Saygılarımla.

Fizyoterapist

Oguzhan Söylemez