SİTE: Ana Sayfa Op. Dr. Hakan Çoker ve Doğal Doğum Gebelikte Abartılmış Risklerle Kaygıya Sürüklenen Anneler
  • Increase font size
  • Default font size
  • Decrease font size
Arama

Hamileler Kulübü

Gebelikte Abartılmış Risklerle Kaygıya Sürüklenen Anneler

Angelica 2006-SACHA

Hamilelik ve özellikle doğum konusu açıldığında, size pozitif beklentilerden çok, karşılaşacağınız riskler sunulur. Hatta birçoğunuz, doğumu düşündüğünüz zaman sadece risklere ve bunları önlemeye odaklanırsınız. Birçok doktor ve aileden şu cümleleri sık sık duyabilirsiniz:

Bebeğin şimdiden büyük, riske atmayalım!
Suyu sanki azalmış gibi, riske atmayalım!
Plasenta yaşlanıyor, riske atmayalım!
Zor bebek sahibi oldun, riske atmayalım!

Risk adı altında açıkça belirtilmese de, size hissettirilmeye çalışılan bebeğin ölüme varan risk artışlarıdır. Sunulan diğer riskler ise zor doğumlar, doğumda yırtıklar, aşırı ağrı, doğum sonrası idrar kaçırma, estetik bozulma... Bu liste daha da uzatılabilir. Kadınlarımızın bunları duydukları zaman doğumdan uzaklaşmalarına hiç şaşırmamak gerekir. Hatta daha da kötüsü bu riskler size daha doğumdan haftalar hatta aylar önce sunulur. Bunu öğrenen gebelerimizin yaşadığı travmaları grubumuza gelen yazılardan biliyoruz.


Tıbbi amaçla yapılan araştırmalarda bebek kaybı , anne ve bebekte meydana gelen fiziksel hasarlar kayıt altına alınarak karşılaştırmalar yapılır. Normal doğum, müdahaleli doğum, planlı sezaryen ve acil sezaryen sonrasındaki riskler hesaplanır. Danıştığınız sağlık profesyonelleri, bu verilere dayanarak yapılacak her müdahalenin olumlu ve olumsuz yanlarını sizlere doğru ve tarafsız olarak aktarmakla sorumludurlar. Sadece negatif risklerin anlatılarak korku yaratılması, bir gebeye yapılacak en büyük haksızlıktır.
Bebeğin ve annenin doğum sırasında zarar görmemesi veya kaybedilmemesi elbette birinci derecede öneme sahiptir. İyi bir takip ve hassas bir yaklaşımla artık bu risklerin oldukça aşağılarda olduğunu biliyoruz. İşlerin kötü gittiği durumlarda sağlık profesyonellerinin yapacakları yerinde müdahaleler sizi bu durumlardan kurtaracaktır. Ayrıca mükemmel bir kurtarma ameliyatımız var: Sezaryen. İşler çok kötüleşmeden uyguladığımız bu ameliyat sayesinde anne ve bebeğinin hayatını kurtarıyoruz. Bence dünyanın en mükemmel ameliyatı olan sezaryen, doğru zamanda ve doğru tanılarla uygulandığında olumlu yanları her zaman daha ağır basan bir ameliyattır.


Doğumda tek başarı hedefi nefes alan ve kalbi atan bir bebek midir?
Doğuma sadece bu pencereden bakmak çok kısır bir yaklaşım olacaktır. Doğuma bütüncül tıp uygulamaları açısından baktığınızda, annenin duyguları, doğumdan aldığı tatmin, başarı duygusu, bebeğin doğumda yaşadıkları, anne-bebek bağı, emzirme üzerine etkileri gibi çok daha derin konular karşımıza çıkar. Ve bu duyguların anne ve bebeğinin gelecekteki davranışları üzerinde yaşamsal etkileri vardır.
Daha derin bir bakış açısı ile doğum sanatına yaklaştığınız zaman, "bebeği riske atmama" başlığı ile planlı bir sezaryen ameliyatına, hem de bebeğin değil bizim belirlediğimiz yapay bir tarihte karar vererek, aslında anne -bebek bağını ve psikolojisini bozan birçok riski göze almış oluyoruz.
Planlı ve sebepsiz bir sezaryenle:
*Doğal doğumun tüm avantajlarını kaybedersiniz.
*Doğal hormonların anne ve bebeğine katkılarını kaybedersiniz.
*Anne-bebek bağını son derece kritik olan o ilk dakikalardan itibaren bozarsınız.
*Emzirme ve bağlanmayı zorlaştırırsınız.
*Doğum sonrası annede depresyon olasılığını arttırırsınız.
*Bebekte solunum problemleri ve astım olasılığını arttırırsınız.

Bu risklere daha bir çokları eklenebilir ve yukarıda saydığım konuların her biri hakkında uzun uzun konuşmak gerekir. Ancak doğumda abartılmış riskler konusuna geri dönelim.

Günümüzde planlı sezaryen kararları alınırken, bebeğimizin doğum anında karşılaşabileceği riskler abartılı bir şekilde sunulup annede korku yaratılırken, hormonal duygusal ve fiziksel anlamda kaybedeceklerinizden habersiz olarak, kendiniz ve bebeğinizle ilgili hayati öneme sahip kararlar almaya mahkum kalırsınız.

Oysa bebeğiniz ve kendi sağlığınızla ilgili kararlar alırken avantaj ve dezavantajları birlikte değerlendirmek zorundasınız. Artık günümüzde hiçbir tıbbi müdahalenin risksiz olmadığını biliyoruz. Sizlere altın tepsilerde sunulan birçok müdahalenin veya ilacın bilinen ve bilinmeyen yan etkileri var. Ve bu yan etkileri anlamamız bazen yıllarımızı alıyor. Örneğin film çekimi için kullandığımız X ışınlarının, daha doğmamış bebeklerimizde kanser riskini arttırdığı ve sakatlıklara yol açtığı, kullanılmaya başladığından 20 yıl sonra ortaya çıkarıldı. Bu 20 yıllık dönem içinde birçok anneye, bu işlemin güvenilir olduğu söylendi. Günümüzde size sunulan ve masum gösterilen birçok müdahalenin, gelecekte ne etkiler yapacağını bugünden bilmemiz mümkün değildir.

Ancak bildiğimiz bir gerçek bize rehberlik edebilir. Doğala ve doğaya saygı duymalıyız. Yani artık doğumun doğallığına ve hormonların işleyişine müdahale ettiğimiz zaman, aynı zamanda da doğumun kazandırdığı annelik duyguları, güven duygusu, bağlanma duygusu gibi anne ve bebeğinin gelecekteki davranışları üzerinde hayati öneme sahip birçok duyguyu riske attığımızın farkına varmalıyız.
Planlı bir sezaryen sonrasında anne ve bebeğini hangi riskler bekliyor?

Gerçekten sezaryen olmam gerekiyorsa bebeğimle daha sağlıklı bir bağ kurmam için alternatiflerim nelerdir?
Doğum başladığı zaman sezaryen olarak bebeğimle ilgili birçok riskin önüne geçebilir miyim?
Artık 21.yüzyılın bilinçli ve sorumlu anneleri, kendilerine bu soruları sormaları ve cevap bulana kadar da ısrarcı olmaları gerektiğine inanıyorum.

Günümüz doğum sanatının amacı, mümkün olduğunca müdahalesiz, sağlıklı bir doğum sunmanın yanında, anne ve bebeğini o kritik buluşma anına en doğal ve güvenli bir şekilde hazırlamak olmalıdır.
Doğal sevgi hormonlarının etkisiyle gerçekleşecek doğumlar sonrasında anneleri ile buluşan bebeklerde güven duygusu ve sevme kapasitesi çok daha olumlu olacaktır. Bu güven duygusu anneleri de saracak ve doğum sonrası depresyon ve emzirme problemleri çok daha az olacaktır.
Doğumda risk gerçeği, annelerde korku yaratacak şekilde ve sezaryene hazırlama yönünde abartılı olarak sunulmaktadır. Bu konudaki sorumluluk sağlık profesyonelleri kadar aileler tarafından da paylaşılmalıdır. Lamaze felsefelerinden bir tanesi der ki:


"Kadınlar doğum eğitimi sayesinde sağlıkları ile ilgili kararlarda bilinçli tercih yapacak ve sorumluluğu alacak şekilde eğitilmelidirler."


Sağlıklı ve güvenli bir doğum yolunda, karşılaşabilecekleri risklerin onlarda korku yaratacak şekilde sunulmasına bir son verilmelidir. Annelerimiz ve bebeklerimiz, sağlıklı bir toplum yolunda sevgi ve güven ortamında izlenmeli, doğumlarında da bu güven ortamının yaratılması için her türlü imkan kullanılmalıdır. Bu konularda atılacak her adım toplumumuzun geleceğini pozitif yönde etkileyecektir.
Dr.Hakan Çoker
19.03.2009

 

Jale Özen DDB

Doğumda Zamana Saygıya Dair


Doğumun zamanını beklemek ve doğumda da zamana saygı duymak... Süreci yaşamak ve hissetmek

İşte gene harika bir doğum.

Dr.Ahmet Akkoca' dan dinliyoruz:

42+1 haftada aramıza gelen Sofi bebek doğumda zaman...

Devamını oku...

Op.Dr.Hakan Çoker

LCCE(Lamaze Certified Childbirth Educator)

HP (HypnoBirthing® Practitioner) 

www.dogaldogum.com

 


1965 İstanbul doğumluyum. 1984 yılında Darüşşafaka Lisesi'nden mezun olduktan sonra 1984-1990 yıllarında İstanbul Tıp Fakültesinde tıp eğitimimi tamamladım. 1990-1994 yıllarında İstanbul Taksim Hastanesi'nde Kadın Hast. ve Doğum asistanlığımı tamamlayarak uzman oldum.

Devamı...


BEBEĞİM

Sütlaç Annesini TV de İzledi

Sütlaç Annesini TV de İzledi


Anne Olunca Anladım programı Kanal1  in konuğuyduk Dr. Hakan Çoker ile. Sevgili Hülya Yıldırım, bilinçli bir anne olarak kendini bu konulara adamış. Devamını oku...

More:

DOĞAL YAŞAM

Bebekli Piknik, Dere Çiftliği' nde Melekler

Bebekli Piknik, Dere Çiftliği' nde Melekler


Az kişiydik, öz kişiydik, Dere Çiftliğindeydik, bebeklerleydik, biraz üşüdük, fazlaca da terledik, gezdik, dereye düştük, bol bol yedik, içtik, uyuduk, uzandık, sohbet ettik, çilek topladık yedik, bal...

Devamını oku...
More:

JALE ÖZEN KİMDİR?

Kişisel Bilgiler:
Doğum: 1968-Kayseri
Uyruk: T.C.
Eğitim: 1993-1990 Marmara Üni. Güzel Sanatlar Fak. Tekstil Anasanat dalı-Giyim Bölümü
1989-1985 Ege Üni.Tekstil Müh. Fak. Tekstil Teknolojisi
1985-1982 İzmir Karataş Lisesi –Matematik Bölümü

CEP:0 537 327 00 06

Jaleozen68@gmail.com

Devamı...