Az kişiydik, öz kişiydik, Dere Çiftliğindeydik, bebeklerleydik, biraz üşüdük, fazlaca da terledik, gezdik, dereye düştük, bol bol yedik, içtik, uyuduk, uzandık, sohbet ettik, çilek topladık yedik, baloncuklara baktık, dereyi dinledik, çimenlerde oynayan bebişlerimizin özel tarz yürüyen orijinal bir mantar gibi olan halini izleyip güldük, babalar ve kızlar pikniği olarak bu pikniği özelleştirebileceğimizi düşündük-ki oğullar da vardı... Güneşlendik, gölgelendik...
Herşey çok güzeldi....
Hava kapalıydı baştan.. Sonra güneş minik şakalar yapmaya başladı. Arada rüzgar ılık ılık... Belki de bir gün öncenin sıcağı olsa boğulurduk kimbilir.. Havanın o kapalı hali bir İngiltere havası yarattı üstümüzde. Koyu sık yeşillikler ve kapalı hava....
Bebekli ailelerimiz dışında artık bebeğini büyütmüş çocuk sahibi olmuş anneler de vardı, dostalrımız da... Hepsi ayrı özel, ayrı güzel insanlar... İyi ki vardılar, iyi ki varlar...
Kız bebeklerimiz çok olunca babalar ve kızları partisi konsepti hoş oldu.. Çok yakışıklı erkeklerimiz olsa da sayıca azınlıkta olmaları "babalar ve kızları" konseptine fazla etki etmedi.
Çimenler üzerinde adeta birer yürüyen mantar ve uğur böcükleri şeklinde gezen bebekler, babalarının elinden tutmuş kazları, tavukları keşfetmeye gitmişler...Çimenlerde yuvarlanmışlar... Babalarının göğsünde uykulara dalmışlar... Çıplak ayaklarını alkış gibi çırpan bebekleri izlemek çok keyifliydi.
Sanki masal kitabı gibi değil mi? Ormanda şeker evi bulmaya giden çocuklar gibiler... Oysa ki kendileri şeker.. Leyla parmağıyla yolu gösteriyor, ne kadar emin kendinden bakar mısınız?
Bir varmış... bir yokmuş diye masala başlayası geliyor insanın...
Orman, ağaçlar, kazlar, herşey buna uygun... Havadaki mis kokular.. Derenin cıngılı...
Unutmadan köprünün asansör halini anlatmayı unutturmayın bana.. Dereye direkt iniş....
Masallar okudu anneler, şarkılar söyledi... Elele keşifler yapıldı sonsuz maceraların gizlendiği ormanda... Erkek dendi mi top oyamak gelir akla ya hani, kural bozulmadı Koral için de...Ve minik erkeğimiz annesinin kucağında asaletin zirvesindeydi gene.
devamı gelecek...
